Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez’in 1981’de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya’da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin potresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.
Devamını OkuBir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı? Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘OlasılıkSız’ tam size göre bir roman..
Devamını OkuSimyacı, Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir `fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir `klasik' kimliği kazanan Simyacı'yı Saint-Exupery'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir `nasihatnâme': `Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.
Devamını OkuKunduracı Simon, karısı ve çocuklarıyla birlikte bir köyde oturuyordu. Birçok fakir köylü gibi onun da ne evi vardı ne de tarlası. Kunduracılık yaparak geçimini sağlardı. Kazancı az, ekmekse pahalıydı. Kazandığı ancakaile üyelerinin karnını doyurmaya yetiyordu. Karı kocanın ortaklaşa giyindikleri keçi derisinden yapılmış bir tek paltoları vardı. Fakat o da artık parça parça olmuştu.
Devamını OkuGerçek şu ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimizin
hanımlarının arasında en üstün dereceyi almak bahtiyarlığına erişen Hazret-i Hatice (r.a.)
validemizdir. Çünkü ilk zevceleridir. Zat-ı Nebevilerine altı çocuk hediye etmiştir. Nesl-i
Pak-i Nebi ve O'nun dünyaya getirdiği kızdan, Hazret-i Fatıma (r.a.) validemizden devam
etmiştir.
Bu kitap, İslam'ın ilk annesinin hayatından inciler sunmaktadır. O anne ki, İslam kadınına en
büyük bir örnektir. Hem öyle bir devirde ve zamanda yetişmiştir ki, o gün, dünya ateşler içinde
yanıyordu. Çöl, susuz tencere, gözler kan sızan bir pencere idi. Dünyanın kara dereleri
müşriklerle dolmuştu, günah ve ahlaksızlık moda olmuştu. Kanlı ayaklar başlarda geziyor,
masumlar inim inim inliyordu.
Dünyaca ünlü dedektif Sherlock Holmes, kendine özgü karakteri ve yaşadığı birbirinden farklı maceralarıyla uzun yıllardan beri siz okurları etkisi altında tutmaya devam ediyor. Toplam 56 çarpıcı hikâyeden oluşan 5 kitaplık bu set, sizi insan zekâsını zorlayan tuhaf suçlar ve cinayetler dünyasında gezdirirken, gerçeğe giden bir yolda yalnız olmadığınızı da hissettiriyor.
Devamını Oku